Ö D E M İ Y O R U Z !
Ne güzel
bir ütopyadır: İhtiyacın olanı hiçbir ücret ödemeden alabilmek! Toplumsal
üretime yeteneklerin ve gücün oranında katılmak ve ürettiklerinden ihtiyacın
kadarını almak!
Düşünmesi, düşlemesi bile harika. Hele her şeyin alınıp satıldığı, maddi
zenginlikler uğruna acımasız savaşların yapıldığı, böylesine haksız ve zalim bir
paylaşımın milyonlarca insanın ölümlerine yol açtığı bir dünyada yaşarken… Peki,
sermayenin egemen ve tabii ki özel mülkiyetin “kutsal” olduğu bu zamanda, kafası
bozulan yoksullar “ Yeter Artık!” deyip, sadece karınlarını biraz daha
doyurabilmek için, girip de süpermarketlere, yapılan zamları protesto ederek
alışverişlerini eski fiyatlardan ve bu arada bazı malları da ödeme yapmadan alıp
“Ödemiyoruz!” deselerdi, “Ödenmeyecek! Biz üretiyoruz ama biz tüketemiyoruz!”
deselerdi, ne olurdu acaba? Özünde
sadece adaletli bir yaşam talep etmek olan bu tavır alışın, muktedirler
tarafından “ Ah, evet haklısınız, size biraz adalet verelim” diyerek hoş
karşılanıp, dikkate alınacağını düşünen kimse var mı bilmiyoruz, ama hemen
“gereğinin yapılacağını” bilmeyenin olmadığından eminiz. Dario
Fo’nun bir fantezi olarak yazdığı, ama daha sonra İtalya, Arjantin ve belki daha
birçok yerde gerçek olan bu oyunu tiyatromuz yine bir fantezi olarak bize
uyarladı.
Oyun, acıklı olanın gülünç
olanla bir arada bulunduğu, tuhaf olanla komik olanın gerçekle olan
uyuşmazlığından hareketle; ciddi bir durumun alışılagelmedik abartılı
gülünçlükler yaratarak sunulduğu bir politik güldürü.
“ÖDEMİYORUZ!”; bütünün insanla
artık uyuşmadığı yerde başlayan; umudun, direnen insanla anlam
kazandığı yerde biten; ama böylece yeniden ve yeniden başlayan bir oyun…